KISA BİLGİLER
Tozlaşma ve yaban arıları üzerine kısa bilgiler verdiğimiz bu bölümü bilgilerinizi tazelemek için kullanmanızı öneririz.
Editör : Fatih Dikmen, Nil İlkbaşaran
İlustrasyonlar: Beyza Durhan
Dünyadaki canlı türlerin çeşitliliği tüm organizmaları içerir; bizleri, hayvanları, bitkileri ve gözle göremediğimiz mikro organizmaları. Bu canlılar ve fiziksel çevreleri (hava, su, toprak) ile sürekli etkileşim halinde var olurlar. Arılar polenleri, kuşlar tohumları taşır; tohum döllenir, toprağa besin sağlayan yeni bitkilerin ağaçların büyümesine aracı olur. Farklı canlılar farklı seçimler yaparak çeşitliliğin zenginleşmesine ve ekosistem dayanıklılığının artmasına olanak sağlarlar. Yüksek düzeyde tür çeşitliliğine sahip bir ekosistem insanın olumsuz etkilerine ve çevresel yıkıma karşı daha dirençli olur.
Tozlaşma çiçekli bitkiler için yaşamsal önem taşır.
Bu tipteki tozlaşma, rüzgarla (anemofili), suyla (hidrofili), kuşlarla (ornitofili), memeli hayvanlarla (zoofili) ya da böceklerle (entomofili) olmak üzere beş farklı mekanizma ile gerçekleşebilir. Bunları canlı
ve cansız tozlaştırıcılar olarak da niteleyebiliriz.
Ancak bunlar arasında hayvanların yardımıyla gerçekleşen tozlaşma daha yaygındır ve bu
işten sorumlu yaklaşık 100.000 omurgasız ve 1.500 kadar da omurgalı canlı türü bulunmaktadır.
Dünyanın en çok tükettiği tarım ürünlerinin %90’ı arılar tarafından, %30’u sinekler ve %6’sı ise diğer canlılar tarafından ziyaret edildiği bilimsel olarak saptanmıştır.
Erken bahar aylarında etrafta görebileceğiniz arıların çoğu yalnız yaşayan yerel arılardır. Yeryüzünde neredeyse 20,000 e yakın türü barındıran bu canlılar, marangoz arılar duvarcı arılar, yaprak kesen arılar, tarakçı arılar gibi ilginç özelliklerini betimleyen isimleri ile Türkiye coğrafyasında da yaşamlarını sürdürür. Oysa biz hepsini yaban arısı ya da eşek arısı diye tanırız.
Günümüzde iklim değişikliği, kentleşme, habitatların tahribi, yapay peyzajlar, kimyasal atıklar, tarımsal zehirleri ve daha birçok insan faktörü ile oluşan tehditler arıların yaşamlarını ve doğal biyoçeşitliliği sürdürmesini imkansız kılmaktadır.
Tozlaştırıcı yerel arıların çoğu erken bahar döneminde (5-10 °C de) çalışmaya başlarlar. Mart ve Nisan’da çiçek açan bitkiler de bu arılar sayesinde doğadaki var oluşlarını sürdürürler.
Yalnız yaşayan (soliter) duvarcı arıları, bal arısı işçilerinden neredeyse 10 kat daha verimli çalışırlar. Karınlarındaki tüyler onlara bu avantajı sağlar. Bunun yanında koruyacakları bir koloni veya bal deposu olmaması nedeniyle iğnelerini kolay kolay kullanmazlar.
Erken bahar dönemi doğada gördüğümüz duvarcı arılar (Osmia cinsi arılar) yuvalarını ahşap deliklere yapıp içini çamur ve kil ile sıvar. Oyuğun içerisinde oluşturduğu ardarda odacıklara sümbül, funda, biberiye, sütleğen, karahindiba gibi erken açan çiçeklerden topladığı polen ve nektardan yaptığı bulamaç toplarını yerleştirir. Sonra da yumurtalarını özenle bunların üzerine koyar ve yavrusunu başkaları rahatsız etmesin diye yuvayı çamurla kapatıp gider. Yavru orada kendi başına gelişip yetişkin bir arıya dönüşecek ve yaza doğru yuvadan uçup gidecektir.
TOZLAŞTIRICI YEREL ARILARIN KÜÇÜK KOLONİLER OLUŞTURAN TÜRLERİ DE BULUNUR.
BU TÜRLERDEN İRİ YAPILI BOMBUS ARILARI EN ETKİN TOZLAYICILARDANDIR.
Apidae Familyasından olan Bombus arıları sarı-siyah tüylü tombul bedenleri ile çok tanıdıktırlar. Erken bahar döneminde topraktaki minik deliklere yaptıkları kışlaklarından çıkıp yine toprağın içine koloni kurmaya çalışırlar. Ancak bal arısından farklı olarak küçük koloniler kurarlar. Sezon boyunca yumurtalarını küme küme bırakır, arı ekmeği ile besler ve yumurtaların üzerine yatarak beden ısıları ile gelişmeyi hızlandırırlar. Bütün bir sezon yavruların gelişimi için gereken nektar ve polen toplanır. Önceki sezondan kalan anne arılar yazın ölse de yeni doğmuş olan genç anneler kış için enerjilerini toplar. Yuvadan ayrılır ve hibernasyon yani kışlama için bir yuva ararlar. Bir sonraki bahar yeniden aynı döngüye başlarlar.
Domates, patates ve patlıcan gibi bitkilerinin çiçeklerinde polenler sıkı sıkıya tutulur. Bu çiçeklerin polenlerinin dışarı çıkması ancak çiçeğin titreştirilmesine bağlıdır. İri yapılı bombus arıları bal arılarının sağlayamadığı kuvvetteki bu titreşimi sağlayarak bu tür bitkilerin tozlaşmasını sağlar. Bu nedenle özellikle seracılık ile üretlien domateslerin en önemli tozlaştırıcısı bombus arılardır.
Günümüzde bombus arıları yaban yaşamın yanı sıra domates, patlıcan, biber, kavun, karpuz, sert çekirdekli elma, armut, kayısı, kiraz gibi türlerin tarımsal üretiminde de kullanılmaktadır. Ancak tarımsal zehirler tüm yaban yaşamı tehdit ettiği gibi bombusların sağlığını ve hatta bu türlerin gelecekteki varlığını da tehdit etmektedir.
TOZLAŞTIRICI ARILARIN ALANLARI KENTLEŞME İLE KAYBOLMAKTA
-
Şehirlerdeki doğal yeşil alanlar azaldıkça arılar yiyecek nektar (çiçek özü) ve polen (çiçek tozu) bulamıyor
-
Sivrisineklere, haşerelere ya da istilacı diğer böceklere karşı kullanılan zehirler arıları da öldürüyor.
-
Parklarda ve bahçelerde arıların beslenebileceği çiçekler, ağaçlar değil de arı için çölden farksız çim alanlar ve polensiz bitkiler seçiliyor.
-
Park ve bahçelerde, hatta yol kenarlarındaki otlak çayır alanlarına ot mücadelesi, biçme gibi işlemler alternatif polen kaynaklarını yok ediyor.
-
Arıların yuva yapacakları toprak alanlar yok edilip yerine beton veya asfalt geliyor. Ayrıca tarımda yapılan toprak işlemeleri arıların yuvalarını bozabiliyor.
-
İklim değişikliği yüzünden çiçeklerin açma ve kapama zamanları değişiyor. Bu da arıların uzun süre aç kalmasına neden olabiliyor.
ŞEHRİMİZDE ARILARIN SAYILARINI ARTTIRMAK İÇİN NE YAPABİLİRİZ
Arıların doğal yaşam alanlarını restore etmek ve sağlıklı kalmalarını sağlamak için mümkün olan her türlü araştırmayı yapmak, çözümler ortaya koymak ve bu çözümlerin uygulanmasına yardımcı olmak hepimizin görevidir. Ancak burada üniversitelere, sivil toplum kuruluşlarına, özel ve kamu kurumlarına daha çok iş düşüyor. Bu özel canlı grubunu korumak için bireysel olarak yapabileceğimiz minik önlemlerden bazıları şöyle:
1. Kimyasala dur diyelim : Suyun ve toprağın kimyasal zehirler ile (örneğin böcek öldürücü zehirler ile) kirletilmesi sonucu yediğimiz besinler , içtiğimiz su da sağlıklı olmayacaktır.
2. Arı dostu peyzajlar üretelim: Arıların sevdiği çiçeklerin sayısını parklarda, bahçelerde ve hatta evimizin balkonlarında arttıralım.
3. Arı yuvalarını destekleyelim:
- Özellikle ağaç ve odunların içine yuva yapan arılar için “arı evleri” yapıp bunu evimizin balkonuna, bahçelerimize ve parklara asarak arıların yuva yaptığı alanları koruyabilir, onların yuva yapacağı alanların sayısını arttırabiliriz.
Tarım alanlarında ise
- Toprağı bilinçsizce kazmamak, anız yakmamak ve doğal otlakları biçmemek ve sürmemek ve doğru sulama yapmak arıların yaşam alanlarını koruyacaktır.